Son misafirimizi de yolladıktan sonra daha rahatız artık. Sevimli bir yaşlı teyze, bizden fazla enerjisi var kadının. Evet couchsurfing aracılığı ile geldi ama çok ilgilenemedik kadınla çünkü gider gitmez Berlin'den bir çift bekliyorduk gelmediler, ben de öyle mal gibi evde beklemiş oldum. Arkadaş gelmeyeceksen bari mesaj falan gönder. Profilinde Viyana'da olduğu yazıyor (CS'de internete nereden bağlandığın yazıyor). Her neyse, çok vakit geçiremesek de Marion'la yine de yeterliydi. Kendisi aslen Alman ama İrlanda'da yaşıyormuş. Nereden baksan 50'sini devirmiştir, baya devirmiştir hem de ama ona rağmen hala geziyor kadın. Geçen sene Mali'deymiş mesela çöl festivalinde. Bize bir sürü Afrikalı grup tanıttı, hakkaten güzel müzikler de var aralarında. Kadın çok pozitif, neşeli bişey. İlk geldiği sıralarda ingilizce anlaştık ama sonrasında "bi yıldır burdasın hala almanca konuşamıyor musun?" dedikten sonra tüm muhabbetler almancaya döndü. Çokta iyi oldu. Yapığımız hataları hep düzeltti falan, resmen bir günlüğüne özel hocamız oldu. Berlin'liler gelecek diye de ertesi gün gitti. Bileklik değiştik, ben ona kendi ördüğümü verdim o da bana "Unite Against Hate" bilekliği verdi. Çok mutlu oldum hakkaten.

Bak bu da "Turuncu Kardeşliği" temalı fotoğrafımız :)


Bunların haricinde de yine bir platonik aşka tutulacak gibiyim. Aslında tutulmam yani niye tutulayım da garip işte, şimdilik bişey yok anca muhabbet muhabbet. Bir de sevgilisi var heralde zaten, onu kavramış değilim. Neyse. Anlaşılır nasılsa.

Çarşamba günü saat 12:15'te konuşma sınavıma giriyorum, başardığım takdirde üniversiteye başlayacağım, şans dileyin ;) 

Dün Berlin'lileri beklemekten sıkıldığımızda yine bi psytrance partiye gidelim dedik, elimizde beleş giriş kuponları vardı ama meğerse sadece saat 22:00'e kadar geçerliymiş, biz de oturduk Dick Max'te bira içtik. Buranın birası uygun fiyata olan yegane yerlerinden, hem de yeni insanlarla tanışmak için birebir. İki Türk bulduk, iki yıldır burdalarmış yüksek lisans falan filan. Onlarla epeyce muhabbetten sonra oturup memleket kurtardık. Zaten 3-5 adam oturup içmeye başlayınca önce futbol, sonra karı kız ardından da memleket meselesi tartışır, şaşmaz yani bu. Kurtaramadık memleketi ama olsun. Üstümüze kitleyeceklerdi artık saat sabah 4 gibi kovaladılar. 

Viyana hükümetine tekrar teşekkür ederim, 24 saat metro seferi başlattığı için. 

Bu arada 22 Mart'ta memleketi ziyarete gidiyorum, bekleyin anacım.


Blogger tarafından desteklenmektedir.